2025 itibarıyla ABD’nin başlattığı yeni gümrük vergisi politikaları, küresel e-ticaret dünyasında taşları yerinden oynattı. Artık sadece büyük sanayi ihracatçıları değil; Amazon, Etsy, eBay gibi platformlara ürün gönderen Türk e-ticaretçileri de bu yeni ticaret düzeninden doğrudan etkileniyor.
ABD’nin aldığı kararlarla, çelik ve alüminyum bazlı ürünlerin yanı sıra bu materyalleri içeren mobilya, otomotiv yedek parça, oyuncak ve mutfak ürünleri gibi birçok nihai ürüne %25’e varan gümrük vergileri getirildi. Türkiye için taban vergi oranı ise %10 olarak belirlendi. Yani artık ABD’ye satış yapan her Türk e-ticaretçi, sattığı ürünün içeriğine bağlı olarak ek bir maliyetle karşılaşma riski taşıyor.

Amazon ve Etsy Satıcıları İçin Ne Anlama Geliyor?
Amazon FBA depolarına ürün gönderen, Etsy’de el yapımı ya da butik ürünler satan veya kendi altyapısıyla ABD’ye doğrudan satış yapan Türk e-ticaret girişimcileri açısından bu vergi politikası, birçok açıdan önemli kırılmalar yaratabilir. Artık sadece ürünü üretip kargolamak yeterli değil; ürünün materyal içeriği, gümrük sınıflandırması ve satış fiyatı daha önce hiç olmadığı kadar önemli hale geldi.
Özellikle aşağıdaki başlıklarda etkiler doğrudan hissedilecek:
- Kâr marjlarında daralma:
Vergi maliyeti ürün başına %10-25 oranında değişebildiği için, özellikle düşük fiyatlı ürünlerde bu oran doğrudan marjı silebilir. 15 dolarlık bir üründe 2-3 dolarlık vergi eklenmesi, pazarda tutunmayı zorlaştırır. - Kategori bazlı riskler:
Metal veya bileşik materyal içeren ürünler artık yüksek riskli kategorilere giriyor. Örneğin: alüminyum gövdeli termoslar, çelik ayaklı sandalye veya mutfak bıçakları gibi ürünler yeni düzenlemelere takılabilir. - Artan operasyonel maliyet:
Gümrük işlemlerinin karmaşıklaşması, depolama ve nakliye sırasında ekstra belgeler, beyanlar ve süreler anlamına geliyor. Bu durum fulfillment partnerleriyle çalışanlar için ek iş yükü yaratabilir. - Sipariş iptalleri ve müşteri memnuniyetsizliği:
Gümrükte takılan veya beklemeye giren ürünler nedeniyle teslimat süreleri uzarsa, müşteriler siparişlerini iptal edebilir. Özellikle Prime alışkanlığı olan ABD’li müşteriler için bu büyük bir sorun teşkil eder.
Peki, Ne Yapılabilir?
Bu zorluklara rağmen, doğru strateji ile satışları sürdürülebilir hale getirmek mümkün. İşte bazı öneriler:
Müşteriyle iletişimi güçlendirin:
Teslimat süreleri ve olası gümrük gecikmeleri hakkında önceden bilgilendirme yapmak, olumsuz yorumların önüne geçer.
Ürün portföyünü gözden geçirin:
Metal içerikli veya ağır ürünler yerine daha hafif, düşük vergiye tabi ürünlere yönelin. Örneğin; tekstil ürünleri, duvar süsleri, kişiselleştirilebilir baskılar.
Ürün açıklamalarında şeffaf olun:
Materyal ve menşei bilgilerini açıkça belirtmek, hem müşteriye güven verir hem de gümrükte sorun çıkmasını engeller.
ABD içi fulfillment seçeneklerini değerlendirin:
Ürünü Türkiye’den tek tek göndermek yerine, Amazon FBA veya üçüncü parti lojistik firmalarıyla anlaşarak toplu stok gönderimi yapabilirsiniz. Bu, vergi/işlem karmaşasını azaltır.
Fiyatlandırma stratejisini güncelleyin:
Gümrük vergilerini dikkate alarak yeniden fiyatlandırma yapın. Dilerseniz “ABD özel fiyat” olarak ayrı varyasyonlar sunabilirsiniz.
Türkiye İçin Rekabet Avantajı Olabilir mi?
Aslında evet.
Çünkü bu yeni vergiler sadece Türkiye’ye değil, AB ülkeleri, Japonya ve İngiltere’ye de uygulanıyor. Yani daha önce avantajlı konumda olan ülkelerle şimdi aynı düzlemdeyiz.
Ayrıca Çin’e uygulanan %125’e kadar çıkan vergiler, bazı kategorilerde Çinli satıcıların tamamen pazardan çekilmesine neden olabilir. Bu da özellikle şu alanlarda Türkiye için yeni fırsatlar anlamına gelir:
- Ev dekorasyonu
- Hediyelik ürünler
- Tekstil ve aksesuar
- Kişiselleştirilebilir ürünler
ABD’den Uzaklaşan Üreticiler Türkiye’ye Yaklaşıyor
ABD’nin gümrük vergilerini artırması, sadece e-ticaret yapanları değil, bu pazara mal tedarik eden üreticileri de derinden etkiliyor. Özellikle Çin’deki üreticiler, yıllardır odaklandıkları ABD pazarında artık ciddi bir maliyet dezavantajı yaşıyor. Bu nedenle, ABD’ye satamadıkları ürünleri yeni pazarlara yönlendirmek zorundalar. Bu gelişme, Türkiye gibi gelişmekte olan ve dijitalleşen pazarlarda hem e-ticaret yapanlar hem de tüketiciler için olumlu sonuçlar doğurabilir.

Çinli üreticiler, ellerindeki fazla kapasiteyi eritmek ve yeni alıcılar bulmak adına fiyatlarını aşağı çekmek zorunda kalabilir. Bu da Türkiye’de faaliyet gösteren e-ticaretçilerin aynı ürünü daha uygun fiyatla tedarik etmesini mümkün kılacak. Aynı zamanda, Çin’den Türkiye’ye sevkiyat talebi arttıkça lojistik firmaları yeni rotalar ve daha hızlı teslimat çözümleri geliştirebilir. Bu da termin sürelerinin kısalması anlamına gelir — hem stok yönetimi kolaylaşır hem de müşteri memnuniyeti artar.
Özetle, ABD pazarındaki kaybı telafi etmek isteyen Çinli üreticilerin Türkiye pazarına olan ilgisi artarsa, Türkiye’deki e-ticaretçiler hem daha geniş bir ürün yelpazesine ulaşabilir hem de maliyet avantajı sağlayarak rekabette öne çıkabilir. Bu değişim, aynı zamanda son tüketiciye de daha uygun fiyatlı ürünler olarak yansıyabilir.
Sonuç: Uyum Sağlayan Kazanacak
ABD’nin yeni gümrük vergileri, kısa vadede bazı zorluklar yaratsa da, uzun vadede fırsatlar da doğuruyor. Türkiye’de e-ticaret yapanlar için bu, bir yandan maliyet kontrolü ve stratejik ürün seçimi gibi alanlarda daha dikkatli olmayı gerektiriyor; öte yandan ise daha rekabetçi ve dinamik bir pazarın parçası olma imkânı sunuyor.
Doğru adımlar atan, şeffaf iletişim kuran ve değişen koşullara hızlı uyum sağlayan Türk e-ticaret girişimcileri, bu yeni dönemde öne çıkan oyuncular haline gelebilir.